Ultrasonografi (US) insan kulağının işitemeyeceği kadar yüksek frekanslı ses dalgaları aracılığıyla görüntü elde edilmesini sağlayan bir yöntemdir. Bu inceleme yönteminde X ışını yoktur.
Ultrasonografi radyasyon içermediği için, hasta çekim nedeniyle gereksiz radyasyon almaz. Bu nedenle gebelerde ve bebeklerde rahatlıkla kullanılabilir. Herhangi bir yan etkisi de bulunmuyor.
Çekim sırasında ağrı da duyulmuyor. Bütün bu özellikleriyle istenilen sıklıkta tekrar edilebiliyor. Ultrasonografi, mamografiden farklı olarak, kesitsel bir görüntüleme yöntemidir; yani inceleme sırasında dokular birbiri üzerine binmiyor ve buna bağlı tanı hatası olmuyor.
Meme dokusu yoğun olan kadınlarda memenin US ile incelenmesi öneriliyor. Bu sayede mamografide meme dokusu tarafından örtülmüş küçük kanser odakları, ultrason incelemesiyle daha kolay saptanabiliyor.
Meme Ultrasonografi Nasıl Uygulanıyor?
İnceleme, hasta yatar pozisyonda iken yapılıyor. Memenin üzerine bir jel sürülüyor ve görüntü elde etmeyi sağlayan ultrasound aparatı (prob) meme üzerinde gezdiriliyor. Bu sırada ekranda oluşan görüntüler inceleniyor, şüpheli bir bulgu saptanırsa görüntü kaydediliyor. Saptanan şüpheli bulgular iç yapılarına, şekillerine ve kenarlarının düzgün olup olmamasına göre değerlendiriliyor.
Ultrasonografi ile meme kitleleri daha net değerlendiriliyor.
Solid (Katı) Kitle /Fibroadenom
Kist
Meme kitlelerinin iç yapısının sıvı mı (kist) yoksa katı mı olduğu yine ancak US ile anlaşılabiliyor. Meme kistleri memede çok sık görülen oluşumlardır. Basit kistler, meme kanseri açısından önemli risk oluşturmuyor; bu nedenle kistlerin yakın takibine gerek görülmüyor. Ancak komplike yada kompleks kistlerin daha yakın takip edilmesi ve gereğinde biyopsi ile ayırıcı tanılarının yapılması gerekebiliyor.
Solid dediğimiz katı yapıdaki kitlelerin iyi ya da kötü huylu olması mümkündür. Bu nedenle dikkatle incelenmeleri, şüpheli görünümdeyseler biyopsi yapılması gerekebiliyor.
Düzgün sınırlı kitle, genellikle memenin iyi huylu hastalıklarında görülen bir bulgu. Bunlar, kanser riskleri çok düşük olduğu için (yüzde 5’in altında), biyopsi yapmadan kısa aralıklı US ile takip edilebiliyor.
Ultrasonografi, meme kanserinin en erken dönemine ait bir bulgu olan mikrokalsifikasyonları (küçük kireç oluşumları) göstermemesi nedeniyle taramada tek başına kullanılmıyor. Ayrıca bu yöntemle bazı kanser türleri de saptanamayabiliyor. Bu nedenle mamografi yada meme MR gibi ek tetkiklere ve bazen de biyopsiye ihtiyaç duyulabiliyor.
Ultrasonografi tüm radyoloji tetkikleri içinde en çok deneyim gerektiren incelemelerden birisi. Meme görüntülemesinde özel deneyimi olmayan kişiler tarafından uygulandığında bazı bulguların gözden kaçması veya yanlış değerlendirilmesi mümkün. Bulgular çekim sırasında ekrana bakarak değerlendirildiği için sonradan bir başka hekim tarafından yorumlanması da mümkün değil.
Meme Ultrasonografi Kimlere Öneriliyor?
- Radyasyon içermemesi nedeniyle ilk inceleme yöntemi olarak 35 yaşın altındaki tüm kadınlara,
- Radyasyon içermemesi nedeniyle hamile ya da emzirmekte olan kadınlara
- Memede kızarıklık, şiddetli ağrı gibi enfeksiyon bulguları olanlara
- Mamografiye ek olarak yoğun meme yapısı olan kadınlara
- Mamografide veya fiziki muayenede şüpheli bulguları olanlara
- Ek tümör odaklarını tespit etmek ve koltuk altını ve karşı memeyi değerlendirmek için meme kanseri saptananlara
- Meme şikayeti olan erkek hastalara (gerekirse mamografi ile birlikte) öneriliyor.
Renkli Doppler Ultrasonografi
Renkli Doppler ultrasonografi yada dubleks ultrason, klasik ultrason ile Doppler sisteminin birlikte bulunduğu ultrason cihazlarıdır. Renkli Doppler ultrason kan akımının yönü ve hızı, damarların yapısı hakkında bilgi verir. Sistem beraberinde klasik siyah beyaz ultrasonu da içerdiği için, bir ultrasonun yapabildiği bütün incelemeler dahil, organın ve kitlelerin kan akışı hakkında fizyolojik ve anatomik bilgi edinilebilir. Memenin kötü huylu kitlelerinin varlığında, içinde çok sayıda düzensiz damarlanmalar görülebiliyor.
4 boyutlu Ultrasonografi Nedir?
Meme ultrasonografisinde en yeni teknolojik gelişme olan ABVS (Automatic Breast Volumetric Scanner); otomatik meme ultrasonu, volümetrik meme ultrasonu ve 4 boyutlu ultrasonografi olarak da adlandırılıyor.
Nasıl Uygulanıyor?
Bu incelemeyi bir hekim değil teknisyen yapıyor. Tüm meme, standart pozlarda görüntüleniyor ve elde edilen görüntü setleri daha sonra hekim tarafından özel bir ekran üzerinde değerlendiriliyor. Görüntüler ekran üzerinde istenilen her kesit düzleminde yeniden oluşturulabiliyor, yeniden ölçümler yapılabiliyor. Deneyimsiz uygulayıcıya bağlı hatalar minimuma iniyor. Şüpheli bir bulgu varlığında hekim hastayı tekrar inceleyebiliyor
Memenin iyi huylu hastalıkları da (fibrokistik değişiklikler gibi) ultrasonografide şüpheli bulgulara yol açabiliyor ve zaman zaman biyopsi yaparak tanı koymak gerekebiliyor.
İnceleme, hasta yatar pozisyondayken yapılır. Memenin üzerine jel sürülür ve görüntü elde etmek için kullanılan meme yüzeyine uygun ultrasonografi aparatı (prob) meme üzerine yerleştirildikten sonra otomatik olarak yatay tarama yapar. Bu yöntemde memeden 3 ayrı görüntü (duruma göre 2 veya 4 olabilir) alınır. Elde edilen 3 boyutlu görüntü ve veri seti sayesinde memenin geriye dönük değerlendirilmesi de mümkün olabilmektedir. İşlem sırasında cihazın taraması teknisyen kontrolünde yapılır ve elde edilen 3 boyutlu görüntüler meme radyoloğu tarafından değerlendirilir.
Görüntüler ekran üzerinde istenilen her kesit düzleminde yeniden oluşturulabiliyor, yeniden ölçümler yapılabiliyor. Bu yöntemin normal ultrasonografiden en önemli farkıysa her zaman standart görüntüler elde edilmesi. Deneyimsiz uygulayıcıya bağlı hatalar minimuma iniyor. Şüpheli bir bulgu varlığında hekim hastayı tekrar inceleyebiliyor.
Elastografi
Bazı cihazlar elastografi tekniğiyle dokunun sertliğini tayin edebiliyor. Meme kanserinin çevre dokuya göre ya da iyi huylu kitlelere göre daha sert olması bekleniyor. Son yıllardaki çalışmalarla iyi huylu ve kötü huylu bulguların ayırt edilmesinde elastografinin de katkısı olduğu ortaya konuldu.
Bazı yeni cihazlar elastografi tekniğiyle dokunun sertliğini tayin edebiliyor. Dışarıdan kuvvet uygulanmasıyla dokudaki gerinim derecesini ölçerek dokunun sertliği / kıvamı hakkında bilgi sağlayan yeni gelişmiş dinamik bir ultrason tekniğidir. Ultrasonografi probunun doku üzerinde oluşturduğu minimal basınç değişiklikleri ile elastografi görüntüleri elde edilir. Kompresyon dokunun pozisyon değişikliğine neden olur ve bu, sert dokularda daha azdır. Doku deplasmanı ne kadar az ise lezyonun sertliği o kadar fazla ve malignite olasılığı da o kadar yüksektir. Meme kanserinin çevre dokuya göre ya da iyi huylu kitlelere göre daha sert
olması bekleniyor.
Ultrasonografi radyasyon içermiyor, bu nedenle hasta çekim nedeniyle gereksiz radyasyon almıyor. Herhangi bir yan etkisi de bulunmuyor. Çekim sırasında herhangi bir ağrı duyulmadığı için istenilen sıklıkta tekrar edilebiliyor. Meme dokusu yoğun olan kadınlarda memenin bir de US ile incelenmesi öneriliyor. Bu sayede mamografide meme dokusu tarafından örtülmüş küçük kanser odakları, ultrason incelemesiyle daha kolay saptanabiliyor