Meme kanseri, süt bezleri veya sütü meme başına taşıyan kanalları döşeyen hücrelerden gelişen ve çeşitli etkenler sonucu kontrolsüz şekilde çoğalan ve başka organlara yayılma potansiyeli taşıyan tümöral bir oluşumdur.
İçindekiler
- Meme Kanseri Niçin Önemsenmesi Gereken Bir Hastalıktır?
- Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?
- Meme Kanseri İçin Risk Faktörleri Nelerdir?
- Cinsiyet
- Yaş
- Aile Hikayesi
- Östrojen Hormonu
- Menopoz Sonrası Hormon Tedavisi
- Geçirilmiş Meme Biyopsisi
- Meme Kanseri Hikayesi
- Beslenme ve Çevre Faktörleri
- Işınlanma (Radyoterapi)
- Meme Kanseri Sınıflaması
- Herediter (Kalıtsal) Meme Kanserleri
- Meme Kanserinde Diğer Genlerde Değişiklikler:
- Kimler Risk Altında?
- Kimler Genetik Danışmanlık Almalı?
- Genetik Meme Kanseri Tanısı Nasıl Konuyor?
- BRCA 1 ve BRCA 2 Taşıyıcılarında Risk Önleme Stratejileri Nasıldır?
- Risk Azaltıcı Cerrahi Kimlere Uygulanabilir?
Ülkemizde ve dünyada meme kanseri:
- Dünya sağlık örgütü’nün (DSÖ) bir alt kuruluşu olan Uluslararası Kanser Araştırma ajansının bir kurumu olan GLOBOCAN 2020 yılı verileri ile, 2020 yılında 19.3 milyon yeni vaka ve 10 milyon yaşam kaybı görülecektir. 2040 yılına kadar kanser vakalarında % 47 oranında artış öngörülmektedir.
- Ülkemizde her yıl 20000 kadın meme kanserine yakalanmaktadır.
Dünya genelinde meydana gelen en yaygın kanser kadın meme kanseridir ve yeni kanser vakalarının % 11.7’si meme, % 11.4’ü AC kanseridir.
Meme kanseri görülme oranı artmasına rağmen meme kanserinden ölümlerde azalma mevcuttur.
Meme Kanseri Niçin Önemsenmesi Gereken Bir Hastalıktır?
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen tümörlerden biridir. Her 8 kadından biri yaşamının bir döneminde meme kanseri ile karşı karşıya kalacaktır. Erkeklerde ise görülme sıklığı tüm meme kanserleri içinde %1'in altındadır.
Kanser, memede zaman içinde büyür. Erken safhada herhangi bir belirti vermezken daha sonra memede ele gelen sertlik, meme ucunda veya ciltte çekinti, kızarıklık, meme ucundan kanama gibi bulgular verebilir. Sonra da aynı taraftaki koltuk altı lenf bezlerine ilerler ve bu bezlerin büyümesine sebep olur. Daha ileri evresinde beyin, karaciger, akciger gibi hayati organlara metastaz yaparak ölüme neden olabilir.
Meme kanserinde en önemli unsur, erken teşhis ve erken tedavidir. Erken teşhis için de kendi kendine muayene, yıllık doktor kontrolü ve 40 yaş sonrası düzenli mamografi önerilmektedir. Meme kanserinde erken teşhis, olası bir meme kanseri gelişmesi durumunda tedavi edilebilir aşamada hastalığın yakalanmasını ve hastalıktan sonraki hayatın, hastalığın evresine göre değişen oranda daha sıkıntısız, daha konforlu geçirilmesini sağlayacaktır.
İşte bu nedenlerle meme kanseri önemsenmesi gereken bir hastalıktır ve diğer hastalıklardan ayrılmaktadır.
Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Aşağıdaki belirtilerden en az biri varsa vakit geçirmeden bir uzmana başvurmalısınız.
- Memede veya koltuk altında ele gelen kitle (sertlik, şişlik)
- Meme başından akıntı (tek memeden ve tek kanaldan kanlı veya şeffaf renkli)
- Meme başında içe doğru çekilme, çökme veya şekil bozukluğu
- Meme başı derisinde değişiklikler (soyulma, kabuklanma)
- Meme cildinde yara veya kızarıklık
- Meme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması (portakal kabuğu görünümü)
- Memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri, renginde değişiklik
Meme Kanseri İçin Risk Faktörleri Nelerdir?
Cinsiyet
Meme kanseri en sık kadınlarda görülürken, erkeklerde görülme oranı, tüm meme kanserlerinin yüzde 1’inden daha azdır.
Yaş
Meme kanseri çoğunlukla 50 yaş ve üzerinde görülmektedir. Otuzbeş yaş ve altında rastlanma sıklığı daha azdır. Ancak bilinmelidir ki Ülkemizde meme kanseri yaşı giderek küçülmektedir. Herediter (kalıtsal) meme kanseri veya genetik bozukluklar nedeniyle oluşmuş meme kanserleri genç yaşlardaki kadınlarda daha sık görülmektedir.
Aile Hikayesi
Özellikle anne tarafından 1. derece akrabasında (anne, teyze, anneanne, kızı) meme kanseri hikayesi olması önemli bir risk faktörü kabul edilmektedir. Bu akrabaların meme kanserine menopoz öncesi yakalanmaları ve/veya çift taraflı meme kanseri olmaları, ailede yumurtalık kanseri olması, erkek meme kanseri olması riski daha da arttırmaktadır.
Östrojen Hormonu
Östrojene maruz kalmada artış, meme kanseri gelişme riskinde artışla ilişkiliyken, östrojene maruz kalma süresinin azalmasının koruyucu olduğu düşünülüyor. Bir kadın ilk adetini ne kadar erken görürse (örneğin 12 yaştan önce) ve menopoza ne kadar geç girerse (örneğin 55 yaş), meme kanserine yakalanma riski o kadar çok artar.
Hiç doğum yapmamış kadınlarda meme kanseri riski doğum yapmış kadınlara göre daha fazladır. Tam dönem gebelikle ilişkili olan meme epitelinin terminal farklılaşması koruyucudur, dolayısı ile ilk canlı doğumun daha ileri yaşlarda yapılması meme kanseri riskinde artışla ilişkilidir.
Doğum kontrol haplarının uzun süreli kullanmanın da, düşük oranda meme kanseri riskini arttırdığı yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.
Menopoz Sonrası Hormon Tedavisi
Menopoz dönemindeki, sıcak basması gibi sorunların önlenmesi amacıyla kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca uzun süreli reçete edilen (5 yıl veya daha fazla süreyle) östrojen ve medroksiprogesteron asetat içeren kombine hormon ilaçları, meme kanseri riskini sadece östrojen içeren hormon ilaçlarına kıyasla daha çok arttırmaktadır.
Menapoz sonrası hormon replasman tedavisi koroner arter hastalık ve osteoporoz risklerini % 50 oranında azaltırken, meme kanseri riskini % 30’dan az olmak üzere arttırır.
Geçirilmiş Meme Biyopsisi
Meme biyopsilerinde saptanan orta dereceli atipi göstermeyen epitelyal hiperplazilerin meme kanseri riskini 1,5-2 kat, atipik duktal veya lobuler hiperplazilerin ise meme kanserini 3-5 kat arttırdığı bilinmektedir.
Meme Kanseri Hikayesi
Bir kadının bir memesinde daha önce kanser gelişmiş olması, ileride diğer memesinde de kanser gelişmesi riskini yaklaşık 2 kat arttırmaktadır. Meme kanseri tanısı konulup cerrahi olarak çıkarılmasından sonra kalan meme dokusu risk altındadır. Karşı meme için bu risk her yıl için % 0.5-1’dir.
Beslenme ve Çevre Faktörleri
Yağ bakımından zengin beslenme şekli ( serum östrojen düzeyini yükseltir) ve kilo alma, karın içi yağ dokusunun artması, sedanter hayat özellikle menopozdaki kadınlarda meme kanseri riskini artırır. Menapoz sonrasında kadınlarda en önemli östrojen kaynağı yağ dokuları tarafından androstenedionun östrojene dönüştürülmesi olduğundan, obezite östrojene maruz kalma açısından uzun dönemde, meme kanseri riskinde artışla ilişkilidir.
Alkol kullanımı (günde bir kadehten fazla) kanda östradiol düzeyini arttırarak meme kanseri riski artırırken, sigaranın etkisi hala tartışılmaktadır.
Işınlanma (Radyoterapi)
Çocukluk çağında başka kanserler nedeniyle (lenf kanseri vb.) göğüs ışınlaması geçirenlerde, meme kanseri görülme sıklığı artmaktadır. Hodgkin lenfoma nedeni ile radyoterapi (RT) yapılan genç kadınlarda meme kanseri 75 kat fazla bulunmuştur.
Meme Kanseri Sınıflaması
- Sporodik meme kanseri (% 65-75); Ailenin son iki kuşağında meme kanseri bulunmamasına rağmen meme kanserinin ortaya çıkmasıdır.
- Ailesel meme kanseri ( % 20-30 ); Meme kanseri olan bir hastanın, bir veya daha fazla birinci derece ( anne, baba, kardeş, çocuk ) veya ikinci derece (büyükanne, büyükbaba, teyze, hala, dayı, amca) akrabasında meme kanseri hikayesi olmasıdır.
- Herediter (kalıtsal) meme kanseri ( % 5-10 ); Daha genç yaşta görülen, iki taraflı olma riski fazla olan, over kanseri ile birlikte olabilen, otozomal dominant geçiş gösteren meme kanseridir.
Herediter (Kalıtsal) Meme Kanserleri
Kalıtsal meme kanserinin % 80’inden sorumlu nedeni, BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki mutasyonlardır. Normal hücrelerde, bu genler protein üretir ve hücrenin anormal gelişmesini engelleyerek kanseri önler. Ancak, bu iki genden birinin genetik mutasyona uğramış bir kopyası aileden geçmişse, yaşam süreci içerisinde meme kanserine yakalanma riski yüksek demektir. Genetik mutasyona sahip kadınların kansere yakalanma yaşı, genetik mutasyon taşımayan kadınların yaşına göre daha gençtir ve kanser çoğunlukla iki memeyi birden etkiler. Genetik mutasyona sahip kadınlar, yumurtalık kanseri gibi başka kanserlerin gelişmesi riskini de taşırlar.
BRCA-1 geninde bozukluk (mutasyon) olan kadınlarda 70 yaşına dek meme kanseri gelişme riski yüzde % 44-70, over (yumurtalık) kanseri riski ise % 45’dir. BRCA-2 gen mutasyonu taşıyıcılarında ise, 70 yaşına dek meme kanseri riski % 31-56 ve yumurtalık kanseri riski % 76’dır.
Meme Kanserinde Diğer Genlerde Değişiklikler:
Diğer gen mutasyonları da kalıtsal meme kanseri ile bağlantılı olabilir. Ancak, bu gen mutasyonları daha nadir görülür ve BRCA geninin meme kanseri riskini arttırması kadar etkili değildir. Örneğin;
ATM: ATM geni, normalde zarar gören DNA’nın onarılmasına yardımcı olur. Bu genin 2 genetik anormal kopyası, ataksi-telenjiektazi hastalığına sebep olur. Genetik mutasyona uğramış 1 kopyası ise, bazı ailelerde meme kanseri oranını arttırabilir.
TP53: TP53 geni, anormal hücre gelişimini önleyen p53 proteininin üretilmesi için talimat verir. Bu genin genetik mutasyonu Li-Fraumeni sendromuna (bu hastalığı bulan 2 araştımacı tarafından isimlendirilmiştir) neden olur. Bu sendroma sahip kişilerde kan kanseri, beyin tümörü ve sarkom (kemik veya bağ doku kanseri) gibi diğer bazı kanser türlerinde olduğu gibi meme kanseri gelişme riski de yüksektir. Meme kanserinde sıkça rastlanan bir sebep değildir.
CHEK2: Li-Fraumeni sendromu, CHEK2 geninde de genetik mutasyona sebep olabilir. Mutasyona uğradığında bu sendroma yol açmasa bile, meme kanseri riskini ikiye katlayabilir.
PTEN: PTNE geni, normalde hücre gelişiminin işleyişine yardımcı olur. Bu gendeki mutasyon, Cowden hastalığına yol açabilir. Nadir de olsa, benign (iyi huylu) ve malign (kötü huylu) meme tümörü riskini arttırır. Bunun yanında; sindirim borusu, tiroid, uterus ve yumurtalıklarda da tümöre yol açabilir.
CDH1: Bu gendeki mutasyon, kalıtsal mide kanserine yol açar. Erken yaşta mide kanseri, nadir rastlanan bir türdür. Kadınlarda, bu gendeki mutasyon yayılan lobüler meme kanseri riskini arttırır.
STK11: Bu gendeki bozukluk, Peutz-Jeghers sendromuna neden olabilir. Ağız içinde ve dudak kenarlarında pigmentli noktalara yol açar, idrarda ve gastrointestinal kanalda polip oluşturur ve meme kanseri dahil birçok kanser türünde riski arttırır.
Kimler Risk Altında?
Ailede bir veya birden fazla, birinci ya da ikinci derece akrabasında meme kanseri bulunması, meme kanserinin 20-30 gibi çok genç yaşlarda özellikle yumurtalık kanseri ile birlikte görülmesi, ailede iki taraflı meme kanseri varlığı, annede veya kız kardeşte meme kanseri bulunması ciddi bir risk faktörü kabul edilmektedir.
Kimler Genetik Danışmanlık Almalı?
Özellikle risk grubundaki kadınların ve Doğu Orta Avrupa kökenli Aşkenazi Yahudisi kadınların mutlaka genetik danışmanlık alması gerekiyor.
Genetik danışmanlar, bu riskleri taşıyan kişileri, BRCA-1 ve BRCA-2 genlerini içeren çoklu panel gen testlerinden hangisinin uygulanacağı, bu testlerin tıbbi ve psikososyal açıdan avantajları ile dezavantajları hakkında bilgilendirmektedirler. Genetik uzmanları testlerin sonuçlarını değerlendirip hastanın hekimini ve hastaları bilgilendirip hasta için bir yol haritası ortaya koyarlar.
Genetik Meme Kanseri Tanısı Nasıl Konuyor?
BRCA-1 ve BRCA-2 dahil olmak üzere multigen panel testleri, hastadan alınan periferik kandan çalışılmaktadır.
BRCA 1 ve BRCA 2 Taşıyıcılarında Risk Önleme Stratejileri Nasıldır?
I-İlaçla önleme (Kemoprevensiyon)
Bu kişilere uygulanabilecek risk azaltıcı metodların başında; Tamoksifen veya Raloksifen gibi östrojeni baskılayan ilaçların kullanılmasıdır. Tamoksifen ve Raloksifen kullanımı, meme kanseri riskini %50 azaltır.
II-Risk azaltıcı cerrahi
1- Bilateral profilaktik mastektomi (her iki memenin çıkarılması) Yüksek meme kanseri riski olan kadınlarda ( meme /over kanseri aile hikayesi, BRCA1 ve BRCA 2 taşıyıcıları, TP53 ve PTEN gen mutasyonu olan kadınlar vb.) risk azaltıcı cerrahi olarak iki taraflı meme içi boşaltma ameliyatı uygulanır.
2- Kontralateral profilaktik mastektomi; Tek taraflı meme kanseri tanısı alan kadınlarda diğer memeye mastektomi yapılarak riskin azaltılmaya çalışılmasıdır.
3- Proflaktik bilateral salfingo-ooferektomi ( tüp ve yumurtalıkların alınması) ; Koruyucu amaçlı çift taraflı yumurtalıkların ve tüplerin alınmasıdır.
III- Meme ve over kanserine yönelik yoğun tarama programı
En çok görülen BRCA 1 ve 2 gen testlerinde mutasyon saptanan hastalar yakın takip programına alınmaktadır. Bu gruptaki kişilere, 18 yaşından itibaren meme muayenesi, 25-35 yaşında mamografi, 25-35 yaşından itibaren 6 ayda bir veya yıllık klinik meme muayenesi ve yıllık dönüşümlü mamografi ve meme MR’ı önerilmektedir. Ayrıca bu kişilerin, 30-35 yaşından itibaren 6 ayda bir over kanseri için kadın doğum muayenelerini ve jinekolojik tetkiklerini aksatmamaları gerekmektedir.
Risk Azaltıcı Cerrahi Kimlere Uygulanabilir?
- BRCA1 veya BRCA2 gen mutasyonu olanlara (mutlaka genetik konsültasyonu ile risk belirlenmesi yapıldıktan sonra)
- Ailede kuvvetli meme kanseri öyküsü olanlara (Kişinin annesi, kız kardeşi veya kızında özellikle 50 yaş altında tanısı konulmuş meme kanseri olması)
- Çok sayıda aile bireyinde meme veya over kanseri bulunanlara,
- Meme biyopsisinde lobüler karsinoma insitu (LCIS) veya atipik duktal hiperplazi (ADH) gibi meme kanseri riskinin arttığı patolojilerin varlığında,
- Daha önceden bir memesinden kanser tedavisi görmüş olanlara diğer meme için risk azaltıcı cerrahi uygulanır.
Mastektomi yaptırmayanda taram; 6 ayda bir klinik muayene, 25 yaştan başlayarak 12 ayda bir mamografi çekilmelidir.
Ooferektomi yaptırmayanlarda tarama; yıllık jinekolojik muayene, transvajinal ultrasonografi ve 25 yaştan sonra serum tümör marker ( CA 125 ) düzeyi bakılmalıdır.