Meme iğne biyopsileri ( İnce iğne, kalın iğne (tru cut biyopsi), vakum biyopsi ), memede saptanan kitlelerin tanısına yönelik uygulanan incelemelerdir. Bu işlemdeki amaç; kitleden parça alınarak patolojiye gönderilmesi, kanserli doku olup olmadığının ve kanserli bir doku ise dokunun immün tiplemesinin ortaya konulmasıdır.
İçindekiler
Meme İğne Biyopsisi Hangi Durumlarda Yapılır?
Elle muayene sonucunda ya da görüntüleme yöntemleri ile memede kitle saptandığı zaman kitlenin yapısı hakkında değerlendirme yapmak gerekmektedir. Daha önceki yıllarda saptanan kitle cerrahi yöntemler ile çıkarılmaktaydı. Bu değerlendirme günümüzde iğne biyopsisi ile yapılmaktadır. Meme iğne biyopsisi, kitlenin iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunun değerlendirilmesindeki son adımdır. İğne biyopsileri ayrıca meme kistlerinin boşaltılması ve koltukaltı lenf nodlarının biyopsisi için de tercih edilir. Meme kistlerinin İnce iğne aspirasyon biyopsisinde, öncelikle biyopsi yapılacak bölgeye iğne ile lokal anestezi yapılır ve ardından kist aspire edilir. Aspire edilen kist içeriği, patolog tarafından bir cam üzerine yayılarak, şüpheli hücreler açısından mikroskopta değerlendirilir.
Genellikle patolog işlem sırasında biyopsi odasında hazır bulunuyor ve yeteri kadar hücre çekilip çekilmediğine bakıyor. Materyal tanı için yeterli değilse işlem birkaç kere tekrar edilebiliyor.
Nasıl Uygulanıyor?
Biyopsi öncesinde meme, lokal olarak uyuşturulur ve şüpheli alandan değişik iğneler yardımıyla yeterli olacak miktarda doku örneği alınır. Biyopsi sonucunda meme kanseri saptanırsa hastanın yine meme ameliyatı olması gerekir. Ancak görüntüleme yöntemlerinde şüpheli bulgular olan kadınlarda, kanser saptanma riski ortalama %10-40 civarındadır. Yani hastaların çoğunda kansere rastlanmıyor.
Eğer iğne biyopsisi sonucunda hastalığın iyi huylu olduğu anlaşılırsa, hasta birçok gereksiz işlemden de kurtulmuş olmaktadır. İğne biyopsileri, ultrasonografi, mamografi (stereotaksik yöntem) ya da MR rehberliğinde uygulanabilir. Ultrasonografi, hem hasta hem de hekim için, radyasyon içermemesi, iğnenin ekranda sürekli takip edilebilmesi nedeniyle en çok tercih edilir.
Kitle sadece mamografide görülüyorsa biyopsi stereotaksik yöntemle mamografi rehberliğinde, sadece MR’da saptanıyorsa MR rehberliğinde yapılır. Bu yöntem genellikle US rehberliğinde uygulanmaktadır.
Tru-cut Biyopsi (Kalın İğne Biyopsisi)
Bu işlem daha kalın (3-4 mm.) iğneler ve bir biyopsi tabancası aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Tru-cut biyopsi, meme kitlelerinin tanısında sık tercih edilen bir biyopsi yöntemidir. Ancak sadece ultrasonografide görülebilen kitlelerin tanısı için uygulanabiliyor.
Nasıl uygulanıyor?
Uygulama için öncelikle iğne kitlenin kenarına yerleştiriliyor; tabancanın düğmesine basınca, iğne kitlenin içine doğru fırlıyor, küçük bir parça koparıyor ve geri geliyor. İğne memeden çıkarılıyor, içindeki doku parçası bir çözelti içine konuyor ve iğne tekrar memenin içine yerleştiriliyor. Bu şekilde kitlenin farklı bölümlerinden birkaç doku örneği alınabilmektedir.
Vakum Biyopsisi
Vakum biyopsisi, genellikle mamografide görülebilen mikrokalsifikasyonların ve meme kanseri açısından şüpheli lezyonların tanısı için kullanılır. Vakum biyopsi ile mikrokalsifikasyon alanları ve küçük lezyonlar hem tanı hem tedavi amaçlı ameliyatsız olarak tümüyle çıkarılabilir.
Nasıl Uygulanıyor?
Vakum biyopsisi bu yöntem için özel olarak geliştirilen, memenin aşağı sarkması için ortasında bir açıklık olan ve ‘stereotaksik biyopsi masası’ olarak adlandırılan özel bir masada gerçekleştiriliyor. Bu masada bir X-ışını tüpü bulunuyor ve şüpheli alanın mamografiye benzer şekilde açılı filmleri çekiliyor.
Çekilen bu filmler sayesinde şüpheli alanın üç boyutlu koordinatları belirleniyor. Hasta hareket etmeden yüzükoyun yatıyor. Biyopsi işlemi radyolog doktor tarafından masanın aşağısında uygulanıyor; hasta işlemi göremiyor, biyopsi alanı lokal olarak uyuşturulduğu için herhangi bir ağrı da hissetmiyor.
İşlem sonrasında hasta yarım saat kadar bekletiliyor ve bu sırada işlem bölgesi üzerine dışarıdan buz uygulanıyor. Hastaya biyopsi sonrasında o günü dinlenerek geçirmesi öneriliyor.
Vakum biyopsisi için sürekli vakum uygulayan bir cihaz ve tek kullanımlık kalın steril biyopsi iğneleri kullanılıyor.
Bu iğne, bilgisayar tarafından hesaplanan koordinatlara göre yerleştiriliyor.
- İşlem sırasında şüpheli alan sürekli vakum yapılarak iğneye doğru çekilirken, bir yandan da oradan ardışık çok sayıda doku örneği alınıyor.
- Bu yöntemle yaklaşık yarım dakikalık bir süre içinde diğer yöntemlere göre çok daha fazla doku örneği almak mümkün olabiliyor.
- Bu nedenle doğru tanı şansı büyük oranda yükseliyor (%97-99).
- Oluşabilecek kanama, vakum yapılarak çekilebiliyor.
- Hasta tarafından oldukça kolay tolere edilebiliyor.
- Diğer biyopsi yöntemlerine göre daha pahalı bir tetkik.
Nelere Dikkat Edilmeli?
Vakum biyopsisinde amaç sadece tanı koymak olsa da, bazen şüpheli alanın tümünü çıkarmak da mümkün olabiliyor. Ancak biyopsi sonucunda meme kanseri saptanırsa hastanın yine de ameliyat olması ve o bölgenin biraz daha geniş şekilde temizlenmesi gerekebiliyor. Çünkü geride, film ile gösterilemeyecek küçük kanser odaklarının kalması mümkün. Eğer biyopsi sırasında şüpheli alanın tümüyle çıkarıldığı anlaşılırsa, ameliyat sırasında işlem yerini belirleyebilmek için oraya küçük metal bir klips yerleştiriliyor.
MR Rehberliğinde Biyopsi
Meme MR incelemesi, meme kanseri saptanan kadınlarda ameliyat öncesi memede başka odak olup olmadığını tespit etmek ve yüksek riskli kadınlarda tarama amacıyla sık olarak kullanılıyor. Birçok olguda başka görüntüleme yöntemleri ile gösterilemeyen şüpheli bulgular saptanabiliyor.
Bu kitlelere teknik olarak zor olsa da deneyimli merkezlerde MR eşliğinde biyopsi yapılabilmektedir.
Nasıl Uygulanıyor?
MR rehberliğinde biyopsi sırasında hasta, tüm meme MR çekimlerinde olduğu gibi yüzükoyun yatıyor. Bilgisayar yardımıyla şüpheli alanın üç boyutlu koordinatları belirleniyor ve tespit edilen bölgeye iğne biyopsisi veya ameliyat öncesi işaretleme yapılabiliyor.
Biyopsi Öncesi Ne Tür Hazırlıklar Yapılıyor?
- Hastanın biyopsi işlemini yapacak olan doktora kullandığı tüm ilaçları bildirmesi gerekiyor. Eğer kan sulandırıcı ilaçlar kullanılıyorsa (aspirin gibi), biyopsiden birkaç gün önce kesilmesi gerekebiliyor.
- Bazı durumlarda uzman, biyopsi öncesinde kan örneği aldırarak kanama-pıhtılaşma ile ilgili sorun olup olmadığını kontrol etmek isteyebiliyor.
- Biyopsi günü rahat kıyafetler giyilmesi gerekiyor. Göğüs bölgesine deodorant, pudra veya krem sürülmemeli.
- Hastanın aç olması gerekmiyor; hafif tok olması tercih ediliyor. Biyopsi sonuçları genellikle birkaç gün içinde hazır oluyor.
İşlemler Ne Kadar Sürede Bitiyor?
İİAB ve tru-cut (kesici iğne biyopsisi) biyopsiler 15-20 dakika sürüyor ve hasta daha sonra günlük aktivitelerine devam edebiliyor. Vakum biyopsi ortalama 30-40 dakika sürüyor ve işlem sonrası o günün dinlenerek geçirilmesi, yorucu faaliyetlerden kaçınılması, ağır eşyalar kaldırılmaması öneriliyor. Özellikle vakum biyopsiden sonraki 5-7 gün içerisinde doku alınan bölgede hassasiyet ve morarma olabiliyor. Bu belirtiler, işlem sonrası iyileşme sürecinin bir parçası
Meme Biyopsisi Komplikasyonları
Birçok kişi biyopsi sırasında kitlenin meme dokusunda yayılmasından korkmaktadır. Yapılan çalışmalarda tümör hücrelerinin meme dokusuna yayıldığına dair herhangi bir sonuçla karşılaşılmamıştır. Biyopsi işleminde kanama olmasından da korkulmaktadır. Biyopsi işlemi sırasında kanama oluşma riski oldukça düşüktür. Bu nedenle biyopsiden 1 hafta öncesinde kan sulandırıcı ilaç ya da aspirin kullanılmaması önerilmektedir.
Stereotaktik Meme Biyopsisi
Memede mamografi ile görüntülenen ancak ultrasonografi ile saptanamayan lezyonlara uygulanır. Sıklıkla mikrokalsifikasyonu olan hastalarda kullanılan bir biyopsi yöntemidir; daha az oranda da yapısal distorsiyon ve çok ufak kitlelerde de kullanılabilir. Görüntüleme yöntemleriyle saptanan, el muayenesinde belirlenemeyen şüpheli alanların ameliyatla çıkarılmasına karar verildiğinde, meme cerrahının ameliyatta o bölgeyi bulabilmesi için öncesinde işaretleme yapmak gerekiyor.
Nasıl Uygulanıyor?
İşaretleme tel ile ya da radyoaktif madde yardımıyla yapılabiliyor. İşlem radyoloji bölümünde, mamografi, US ya da MR rehberliğinde uygulanıyor. Ameliyatta çıkarılan doku radyoloji bölümüne gönderilerek filmi çekilebiliyor. Spesimen grafisi denilen bu filmde doğru alanın çıkarılıp çıkarılmadığı incelenerek cerraha bilgi veriliyor.
İşaretleme Teknikleri
Tel ile İşaretleme
Bu işlemin ameliyatla aynı gün yapılması gerekiyor. Lokal anestezi uygulandıktan sonra, içinde ince bir tel bulunan işaretleme iğnesi görüntüleme rehberliğinde şüpheli bölgeye yerleştiriliyor. Daha sonra iğne geri çekiliyor, tel içerde bırakılıyor. Telin bir kısmı memenin içinde, bir kısmı dışında kalıyor. Dışarıda kalan kısım bantla meme üzerine yapıştırılıyor ve telin yerini göstermek için film çekiliyor.
İşlem radyoloji bölümünde yapılıyor ve hasta oradan ameliyathaneye gidiyor. Telin ucu çengel şeklinde olduğu için dokuya tutunuyor ve kaymıyor; ancak yine de yanlışlıkla teli çekmemeye özen göstermek, kolu fazla hareket ettirmemek gerekiyor. Ameliyatta cerrah önce teli buluyor ve sonra etrafındaki dokuyu çıkarıyor.
ROLL (Radionuclide-guided Occult Lesion Localisation)
Bu yöntemde lokal anestezi yapıldıktan sonra şüpheli alanın içine bir iğne yerleştiriliyor ve oraya radyoaktif madde enjekte ediliyor. Ardından aynı iğne içinden kontrast madde enjekte ediliyor ve işaretlemenin yerini gösteren filmler çekiliyor. Ameliyatta radyoaktif maddenin yeri, memenin üzerinde gezdirilen ve maddeyi tespit edince uyarı veren gamma prob denen radyoaktif madde dedektörü bir alet yardımıyla belirleniyor